Osman İlhan yazdı: ÖFKELİ YILLAR VE KIRŞEHİR KANUNU

Yayınlama: 21.03.2023
A+
A-

Haberasi sitesinde ikinci yazımı yazıyorum. Kırşehirli olmam nedeniyle Bu yazımda da Kırşehir’i yazacak ve 1954 yılında dönemin iktidar partisi Demokrat Partiye oy vermediği için ilçe yapılmasına değineceğim.

Maalesef Kırşehir Adnan Menderes’ in Başbakanlığında, Demokrat Parti zamanında 20 Temmuz 1954 tarih ve 6429 sayılı kanunla ilçe yapılmış, elindeki ilçeleri diğer illere verilmiştir.
Peki Kırşehir’i ilçe yaptıracak esas neden neydi ? Adnan Menderes’ in dediği gibi coğrafi nedenler mi, yoksa Kırşehir’ in kendisine oy vermediğini içine sindiremediği için siyasi nedenler mi, yakın dönem siyasetinin “ KARA LEKESİ “olan bu kararın arkasında ki sebep neydi ?

Bu kararın alınmasında dönemin Başbakanı Adnan Menderes tek başına hareket etmemiş ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar’da öncülük etmiştir. Bu kararın alınmasında tek gerçek siyasidir.
Kırşehir’ in ilçe yapılmasıyla ilgili çok araştırma yaptım, çok kitap okudum ama beni en çok etkileyen ve defalarca okuduğum gazeteci yazar Altan Öymen’in kaleme aldığı 1950 yılından itibaren başlayan siyasetteki öfkeli yılları ve Kırşehir’in ilçe yapılmasını anlatan “ ÖFKELİ YILLAR “ adlı kitabını daha gerçekçi buluyorum.

Kitapta Kırşehir’in ilçe yapılışında TBMM ’DE dönemin iktidar ve muhalefet liderlerinin yer alan konuşmalarını aynen aktarıyorum.

“ 1954 Seçimlerinden hemen sonra Adnan Menderes’in Başbakanlığında kurulan hükümetin “ KIRŞEHİR KANUNU “ diye adlandırılan kanundu. O kanunla Kırşehir il olmaktan çıkarılıyor, ilçeleri komşu illere dağıtılıyordu. Kırşehir’in yerine Nevşehir il haline getiriliyordu. Kanunun gerekçesi ise bazı coğrafi, idari, iktisadi nedenler sıralanıyordu. Ama gerçek amacın ne olduğu belliydi. Kırşehir 1954 seçimlerinde iktidarın çok kızdığı Kırşehirli Osman Bölükbaşı’nın partisine o zamanki adıyla CUMHURİYETÇİ MİLLET PARTİSİNE oy vermişti.
CMP Türkiye genelinde Kırşehir dışında başka hiçbir yerde milletvekili çıkaramamıştı ama Kırşehir’deki 5 milletvekilinin tamamını kazanmıştı.
Çıkarılmak istenen kanunla Kırşehir cezalandırılacak ve muhalefetteki partileri destekleyen öteki illerin halkına sizde ayağınızı denk alın mesajı olacaktı. Ama tabii bu, hiçbir şekilde açıklanmıyordu. Zaten buna gerekte yoktu. Anlayan anlayacağını anlıyordu.
Kanunun meclisteki görüşmeleri başlarken de sanılıyordu ki hükümet kürsüde, gerekçedeki coğrafi, idari, iktisadi nedenleri sıralamakla yetinecek,. Muhalefet tabi hükümetin amacının siyasi olduğunu iddia edecek ama hükümet bunu kabul etmeyecek…
Böyle sanılıyordu başlangıçta da her şey sanıldığı gibiydi. Fakat birden bir şey oldu. Vilayet nasıl anormal olur?

Kırşehirli Osman Bölükbaşının kürsüye çıkıp iktidara yönelttiği eleştirilerden sonra Başbakan Adnan Menderes konuşmasının bir bölümünde bir çeşit “VELEV Kİ” parantezi açarak şunları söyledi.
(…) Demek istiyorlar ki bu iş siyasidir. Bu işin siyasi olmadığı hakkında dahiliye vekilimiz ( İç İşleri Bakanımız) izahat vereceklerdir. Fakat bir an için kendisinin nokta-i nazırını (Görüşünü) hakikattır diye kabul edelim, diyelim ki bunun yapılmasında siyasi maksatta vardır. (…) Siyasi maksat mevcut olduğunun bir an için farz edelim. Bu vilayetin (ilin) içtimai ve siyasi bünye (yapı) itibarıyla anormallik göstermekte olduğunu inkar edemeyiz.
Evet, evet, evet biz açık konuşuruz. Türkiye’nin hiçbir tarafında, hiçbir vilayetinde yüzde üç ten fazla rey almamış bir partiye mensup bir milletvekili arkadaşın Kırşehir’de takip ettiği ivicaclı (eğri büğrü) siyaset malumdur. (…) Eğer bir vilayetin halkı, milletvekilleri tarafından böylesine idlal edilmiş (etkilenmiş) olursa hakikati ifade etmenin bir siyasi tedbir zarureti (zorunluluğu) haline geldiğini de kabul etmek yerinde olur. “
Böylece Kırşehir’in iktidar tarafından “ ANORMAL” sayılmasının nedeninin Kırşehirli Osman Bölükbaşı ve arkadaşlarına oy vermesi olduğu Meclis tutanaklarına geçmiş oldu…

İşte Altan Öymen “ Öfkeli Yıllar “ isimli kitabında Kırşehir’in ilçe yapılarak ilçelerinin de diğer illere dağıtıldığını anlattığı Türk demokrasinin kara bir sayfasını oluşturan perde arkasında dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ ın olduğu bir Adnan Menderes garabeti olarak da bilinen olay: Kırşehir’in ilçe yapılması. Türkiye’nin tarihine utanç çivileriyle çakılmış birkaç olaydan birisidir ve Kırşehir 20 Temmuz 1954 tarihinde yediği bu ağır darbenin altından halen kalkamamıştır.
İşte Altan Öymen’in “ ÖFKELİ YILLAR “ kitabında değindiği Kırşehir’in ilçe yapılması.

Kendisine oy vermediği için bir ilin ve orada yaşayan insanların kaderiyle oynayan, kolunu, kanadını kıran, küçülten, insanların Kırşehir’den göç etmesine sebep olan genel nüfusu yaklaşık beş yüz bin ve milletvekili sayısı beş iken genel nüfusunu iki yüz elli bine, milletvekili sayısını ikiye düşüren dönemin Başbakanı Adnan Menderes neye göre halen demokrasi kahramanı ilan ediliyor, kimler neden övgüyle bahsederek örnek gösteriyorlar anlayamıyorum.

Maalesef Adnan Menderes’ten sonra iktidara gelenler de Kırşehir’e üvey evlat muamelesi yapmış, zorunlu kamu hizmetleri veren binalar dışında yatırım yapmamış, tren yolu geçirilmemiştir.

“ Ergenekonlardan, Balyozlardan, 12 Eylülden, 28 Şubattan hesap soruldu ama Kırşehir’ i ilçe yapanlardan hesap sorulmadı, itibarı iade edilmedi, özür dilenmedi, elinden alınan başta Hacıbektaş olmak üzere tüm ilçeleri tekrar verilmedi ve Adnan Menderes’ in ayırdığı ancak yaşamları boyunca hiç ayrılmayan, sürekli görüş alışverişinde bulunan, istişare eden, birlikte hareket eden Ahi Evran ile Hacı Bektaş’ın yeniden kavuşturulmadı.

Yıllardır müze olarak kullanılan Ayasofya nasıl ki yıllar sonra camiye çevriliyorsa Kırşehir’ in de gasp edilen hakları tekrar verilmelidir. Aksi durumda bu utanç, bu ayıp, geçmişten günümüze kadar ülkemizi yönetenlerin alnında kara bir leke olarak kalmaya devam edecektir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.