Osman İlhan yazdı: İKİSİ DE EMİNE

Yayınlama: 04.05.2023
A+
A-

Yaklaşık beş sene önce soğuk bir Aralık ayında işe gitmek için evden çıktığımda yedi ile on bir yaşlarında üç erkek, iki kız çocuğunu yırtık ayakkabılarla, üzerlerinde kaban olmadan titreyerek okula gittiklerine şahit olmaya başladım. Kimdi bu çocuklar, ne zaman geldiler bizim semte merak ettim. Birkaç kez bu öğrenci çocuklarla konuşmak istedim ama haklı olarak korkup kaçtılar.

Yapım gereği inatçı ve yardım etmeyi seven birisi olduğum için ısrarla çocuklarla konuşmak istedim ve bir sabah işe geç gitmeyi, ne pahasına olursa olsun çocuklarla konuşmayı kafama koyarak gelmelerini bekledim. Bir müddet sonra gelen çocukların karşılarına geçerek “ Çocuklar benden korkmayın, ben size yardımcı olmak istiyorum. Sizler kimsiniz, buraya nereden geldiniz? Ayağınızda ki ayakkabılar yırtık, üzerinizde kaban yok, anneniz babanız ne iş yaparlar.” Dedim.

Öğrenci çocukların içerisinde on bir yaşında ve en büyükleri olan kız çocuğu “ biz Irak’tan geldik Türk’üz, teyze çocuklarıyız. Babalarımız savaşta öldüler, annem, dedem ve babaannem var birlikte yaşıyoruz, ayağımızdaki ayakkabıları, üzerimizdeki elbiseleri burada ki komşular verdiler.” Dedi.
“ Senin adın ne? Dediğimde “Emine” dedi. “Eminem senin biz Türk’üz diyen dillerine kurban olurum. Bende Türk’üm hem de Türkçüyüm. Tanrı’nın izniyle Türk’ün şanlı bayrağını Irak’a, Azerbaycan’a, tüm dünyaya asacağız. “ dedim.

Bu çocukların memleketim Kırşehir’de faaliyet gösteren gazetemiz Kırşehir Çiğdem’de yayınlamak üzere fotoğraflarını çektim ve “ Bu Çocuklara Sahip Çıkalım.” Başlıklı yazı yazdım.

Benim yazımdan sonra Kırşehir Valiliği ve Sivil Toplum Kuruluşları devreye girerek bu çocuklara başta bot, kaban olmak üzere çeşitli giysiler, evlerine odun, kömür, soba ve gıda maddeleri aldılar.
Bu çocuklarla bir süre ilgilendim, okullarına giderek öğretmenlerle görüştüm, evlerine giderek anneleri, dedeleri ve babaanneleriyle tanıştım. Bayağı bir samimiyet kurduğumuz için en küçük sıkıntılarında bana geldiler.

Ancak Irak’lı Türk aileler birden ortadan kayboldular, nereye gittiler, neden gittiler ? çok merak ettim yaklaşık iki sene göremedim.

Geçtiğimiz günlerde evden çıkıp şehir merkezine giderken benim çok sevdiğim, kız kardeşim dediğim, buram buram asalet kokan, yüzünden gülümsemeler eksik olmayan Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde akademisyen olarak görev yapan Doç. Dr. Emine Şener hocamla karşılaştım. Değerli hocamla konuşurken, yanımıza peçeli iki bayan geldi ve birisi “ Selamın Aleyküm, nasılsın Osman Amca” dedi. “ Aleykümselam ama sizleri tanıyamadım. “ dedim. “ Osman Amca ben Irak Türk’ü Emineyim, yanımdaki de annem.” Dedi. O anda çok mutlu oldum. “Nerelerdesiniz, nereye gittiniz, ben sizleri çok merak ettim, Emine şimdi hangi okula gidiyorsun, bir ihtiyacın var mı ?” dedim. “Teşekkür ederim Osman Amca hiçbir ihtiyacımız yok. Bende ilkokuldan sonra okulu bıraktım.” Dedi. “ Neden bıraktın? Emine üzüldüm.” Dedim işte o an Emine’nin verdiği cevap şaşırtıcı ve dudak uçuklatıcı cevaptı. “ Osman Amca bizim Irak’ta ilkokuldan sonra okula devam ederek okuyan kızlara kötü gözle bakarlar, ayıplarlar o nedenle bıraktım okulu dedi.”

Irak’lı Türk anne ve kızı yanımda bulunan Doç. Dr. Emine Şener hocamla tanıştırdım. Değerli hocamda Irak’lı Türk kızımıza “ Emine biz adaşız, benim adımda Emine artık Irak’ta değilsin burada eğitime devam edebilirsin bu konuda sana yardımcı oluruz” dedi ama Irak’lı Emine akrabalarının ve tanıdıklarının kendisine kötü gözle bakacaklarını söyleyerek kabul etmedi.

İki adaş Emine konuşurken bir ara derin düşüncelere daldım ve “ Şu hale bakın ikisi de Emine ama birisi henüz on altı yaşında, kara peçeye bürünmüş, İslamiyet adı altında Şeriatla yönetilen bir ülkede doğup, büyüyüp, oranın eğitimini, kültürünü almış ama ilkokuldan sonra okuyan kız çocuklarına kötü gözle bakarlar diyerek okulu bırakmış, diğer Emine ise olabildiğince modern giyimli, kültür, bilgi ve asalet kokan Emine. İşte Bu Emine Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dehanın, yüzlerce yıl ilerisini gören bilge insanın kurduğu laik, modern, çağdaş ve hukuk devleti olan, T.C. Devletinin kadınlara verdiği haklarla en güzel okullarda okuyarak, üniversiteyi kazanmış Doç Dr. olmuş, ülkesinin geleceği için binlerce öğrenci yetiştirmeyi kendisine amaç edinmiş, ülkesinin kalkınıp, gelişmesine katkıda bulunmak için gündüz gece demeden çalışan, emek veren Emine dedim.

İşte laik, hukuk devleti ve çağdaş T.C Devletinin Emine’siyle, Şeriatla yönetilen Irak’lı Türk kızı Emine’nin arasında ki fark bu. Birisi Doç.Dr. akademisyen Emine, diğeri ilkokuldan sonra kötü gözle bakarlar, ayıplar diyerek okumayıp, kara peçeye giren Emine.
Aslında bu fark Mustafa Kemal Atatürk farkı, bu fark laik ve hukuk devleti Türkiye ile şeriatla yönetilen Irak’ın farkı.

Irak’lı Türk anne ve kız gittikten sonra yanımda bulunan akademisyen Doç. Dr. Emine Şener Hocam’a “ Hocam birlikte şahit olduğumuz bu olay gösterdi ki biz her alanda, her bakımdan Atatürk’e şükran ve minnet borçluyuz. Eğer Atatürk yüz yıl sonrasını görmeseydi, kız çocuklarının okumasını sağlamasaydı, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermeseydi, karma eğitime geçmeseydi, kadınların çalışmasını, devlet kademelerinde görev almalarını sağlamasaydı bizim kadınlarımızda Irak’lı Emine gibi ilkokuldan sonra okuyamazlar dedim.

Gerçekten kadın-erkek demeden her alanda bizlere eşitlik ve özgürlük veren, okumamızı, ilimle, bilimle ilgilenmemizi sağlayan bizlere laik, çağdaş, modern hukuk devleti bırakan Mustafa Kemal Atatürk’e şükran ve minnet borçluyuz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.