HARF İNKİLABI

Yayınlama: 20.12.2018
A+
A-

Bu yıl Cumhuriyet’in 95. yılını,harf inkilabının ise 90. yılını idrak ettik. Türkiye’de yeni devlet,yeni toplum ve yeni insan  profili oluşturma amacını güden bir çok inkilap yapılmıştır.Çağdaş dünyada güçlü bir devlet olarak yerinizi almak istiyorsanız bu inkilapları yapmaktan başka bir yolunuz yoktur.Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının üstün mücadeleleri ile kurdukları laik Türkiye Cumhuriyet’ine yön vermeye çalışan siyasal islamcılar ve  farklı ideolojiler dün de vardı bu günde hala varlıkları devam ediyor.Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının üstün mücadeleleri ile kurdukları laik  Türkiye Cumhuriyetin’den duydukları rahatsızlığı,geçmişte örtülü olarak dillendirenler bugün bu rahatsızlıklarını artık aşikar etmektedirler.Bu grup ve ideolojilerin en çokta eleştirdikleri ise harf inkilabıdır.Özellikle de bir gecede bu halk cahil kaldı diyenlere yazımın bundan sonra ki kısmı dikkatli bir şekilde okuyun ki gerçekleri öğrensinler.

Hiçbir millet alfabe değişikliğiyle bir günde okuyamaz ve yazamaz duruma gelmez.Yapılan bu inkilapların bir ön hazırlığı göz ardı edilemez.Burada  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü anımsatmak istiyorum.Şöyle diyordu Atatürk, “Toplumsal tabanı hazırlamadan devrim yapılamaz.”Çünkü abece devrimi de öbür devrimler gibi bir sürece gereksinimi vardır.” 1876-1922 yılları arasında yoğun savaşlar yaşayan, savaşlarda binlerce insanını yitiren bir milletin bu  olumsuz gelişmeler karşısında,okur-yazarlığının da gerilemiş olması doğaldır.Harf inkilabı,birilerinin dediği gibi bir gecede,ani bir kararla uygulamaya sokulmamıştır.1851-1928 yılları arasında dönemin aydınlarınca Osmanlıca-Latin alfabesi tartışması oldukça yoğun biçimde yaşanmıştır.Tartışmalar yoğunlaşınca hükümet araya girip tartışmalara son vermiştir.Birinci Dünya Savaşından sonra konu yine gündeme gelmiş,hatta TBMM’de de konu tartışılmıştır.Abdullah Cevdet,Yunus Nadi,Falih Rıfkı gibi isimler yazılarıyla Latin alfabesine geçilmesi için ısrar etmişlerdir.Harf inkilabı  yapıldığı zaman Anadolu’da yaklaşık 13-14 milyon insan yaşıyordu.Bunların da büyük bir kısmı kadın,çocuk, yaşlı ve harp malülü idi.Erkeklerde okur yazar oranı yaklaşık %7 (yüzde yedi), kadınlarda ise % 0,4 (binde dört) idi.Bu oranlara gayrimüslimler de dâhildir.Müslüman halkta okur yazar oranı çok daha düşük olduğu görülecektir.1928-1935 yılları arası yaklaşık beş yüz bin kadın okuma yazma bilir hale gelmiştir ve okur-yazar oranı % 20’lere yükselmiştir.Arap harflerinin okunup yazılmasındaki güçlük ve Türkçenin seslerini tam karşılayamadığı konuları,1862 yılında dönemin aydınlarından Antepli Münif Efendi tarafından dillendirilmiş,Ziya Gökalp,İsmail Hakkı Baltacıoğlu gibi toplum bilimciler tarafından tartışılmıştır.O yıllarda Arnavutların ve Azerbaycan Türk’lerinin de Arap harflerini terk edip Latin harflerini kabul ettikleri görülmüştür.Nitekim İzmir İktisat Kongresi’ne İzmirli Nazmi ile iki arkadaşı tarafından verilen önerge Kongre Başkanı Kâzım Karabekir Paşa “Latin harfleri İslâm birliğini bozar” gerekçesi ile okutulmayınca dönemin aydınlarından Kılıçzade Hakkı Bey ise yazmış olduğu makalelerinde;“Biz yalnız Müslüman mıyız? Yoksa hem Türk,hem Müslüman mıyız? Eğer yalnız Müslüman isek bize Arap harfleri yetişir ve Arap dili gerekir.Eğer Türk isek bir “Türk Kültürüne” muhtacız.Bu kültür ise herşey den önce dilimizden başlayacaktır.Arap harflerinden başka harflerle Kur’an-ı Kerim yazmak küfür değildir. İşte sorunun özü buradadır” demiştir..Son söz olarak buraya dikkatinizi çekmek istiyorum.Harf inkilabı ile değişen dil değil alfabedir.Dil yine Türkçe’dir.Halkın dili değişmemiştir.Sadece devletin resmi dili Arapça-Farsça-Türkçe karışımı olan Osmanlıca terk edilmiş onun yerine  Türkçe olmuştur.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.