SIRA KİMDE?

Yayınlama: 19.10.2021
A+
A-

2011 yılında Suriye ile Türkiye arasında yer alan mayınlı arazilerin temizlenmesi  anlaşması o gün için gayet insani bir amaca hizmet ediyor görüntüsü verirken, asıl maksat iki yıl sonra Suriye iç savaşının başlamasıyla anlaşıldı. Milyonlarca mülteci mayından temizlenmiş sınırları güven içerisinde aşarak ülkemize sığındı.

2016 yılının Şubat ayında  Türkiye ile   İran sınırında ki mayından temizlenen alana yüksek duvarlar yapıldı.Fakat bu mülteci gelmesine engel mi tabi ki hayır. Peki bu mayınlı arazilerin temizlenmesi için fon aktaran kim Avrupa Birliği (AB) ve aktardığı fon yaklaşık 13.5 milyar avro. Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerine yayılan Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlendikten sonra tarıma yılda en az 20 milyon dolarlık gelir getirebileceği belirtiliyordu.Yani mayından temizlenen arazilerde tarım yapılacaktı.Yani Türkiye’de  tarım arazisi bitti bir tek mayınlı araziler mi kaldı.  Suriye savaşı öncesinde Suriye sınırımızın mayınlardan temizlenmesi için “Ottawa Sözleşmesi” ekseninde uluslararası bir kampanya başlatıldı.Ottawa Sözleşmesi; “Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme”dir. 4 Aralık 1997 tarihinde Ottawa’da (Kanada) imzaya açıldı, sözleşme 1 Mart 1999’da yürürlüğe girdi.Türkiye bu sözleşmeye 2003 yılında taraf oldu ve 1 Mart 2004 (Tarihe dikkat) tarihinde sözleşme  yürürlüğe girdi.

Mayın temizliği kampanyası AB odaklı.Projenin başındaki isim ise Elizabeth Reusse – Decrey adında bir kadın. Avrupa’daki Kürt Enstitüleri ile koordineli çalışan,Türkiye sınırlarında ki mayınların temizlenmesi için uğraşan karanlık bir isim. STK gönüllüsü kisvesinde altında faaliyet gösterdiği, Kuzey Irak’taki Kürt liderlerle ve  Saddam rejimi döneminde görüşmeler yaptığı hatta yolunun Kandile düştüğünü birkaç köşe yazısında okumuştum.Mayınların temizlenmesi gündeme getirildiğinde Suriye iç savaşı başlamamıştı ve IŞİD ve benzeri  terör örgütlerinin adı sanı yoktu. Günlerdir İran sınırımızdan yüzlerce afganın geldiğine dair bilgi ve görüntüler sosyal medyada dolaşıyor.Türkiye’nin sırtında zaten Suriyeli mülteci yükü varken bir ikinci mülteci yükünü kaldırmaz ve kaldıramaz.Ülkemizin sınır güvenliği bizim için bir beka sorunudur.Yapılacak tek bir şey var o da bir tane bile mültecinin ülkemizde bırakılmamasıdır.Benim için hiçbir Suriyeli,Afgan,İranlı asla kardeş değildir.Benim kardeşim yan komşum olan Diyarbakır’lı Ahmet,Trabzon’lu Dursun,İzmir’li Ahmet’tir yani aziz Türk milletinin cefakar,fedakar vatanperver evlatlarıdır.Vatanın bırakıp kaçandan bir Türk’e dostta,kardeşte  olmaz olamaz. O zaman akıllara şu soru geliyor Suriye’den sonra sıra kimde?Aziz milletimizin mübarek Kurban bayramını en kalbi duygularımla kutluyorum.

Yazarın Son Yazıları
08.04.2019
05.06.2018
01.05.2021
25.06.2020
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.