İYİ PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ ERHAN USTA: ““ÜLKEMİZ 11 İLİ KAPSAYAN BÜYÜK BİR DEPREM FELAKETİNİN YIKICI SONUÇLARIYLA KARŞI KARŞIYADIR” ”

İYİ PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ ERHAN USTA: ““ÜLKEMİZ 11 İLİ KAPSAYAN BÜYÜK BİR DEPREM FELAKETİNİN YIKICI SONUÇLARIYLA KARŞI KARŞIYADIR” ”
Yayınlama: 03.03.2023
A+
A-

İyi Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu’nda; “Deprem anından itibaren en kritik 72 saatlik o süreçte organize olamayan, koordinasyonu sağlayamayan, inisiyatif alamayan, tek adamın talimatı olmaksızın harekete geçmeyen iktidar bu yıkımın birincil sorumlusudur. AK Parti hükümetiyle birlikte tek adam rejimi de 6 Şubat itibariyle enkaz altında kalmıştır” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda bugün AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti’nin, “Kahramanmaraş merkezli depremlerin sonuçlarının tüm yönleriyle araştırılması depreme dirençli yapı stokunun oluşturulması ve kentsel dönüşüm uygulamalarının etkinliğinin artırılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi” amacıyla TBMM Başkanlığı’na sunduğu Meclis araştırma önergelerinin birlikte görüşülmesi kararı alındı.

“ÜLKEMİZ 11 İLİ KAPSAYAN BÜYÜK BİR DEPREM FELAKETİNİN YIKICI SONUÇLARIYLA KARŞI KARŞIYADIR”

Önerge üzerinde grubu adına söz alan, İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta şunları söyledi:

“Ülkemiz 11 ili kapsayan büyük bir deprem felaketinin yıkıcı sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Deprem bir doğa olayıdır, engel olmamız mümkün değildir ancak depremin bir felaket haline gelmesi zamanında alınacak tedbirlerle önlenebilir. 6 Şubat depremin hem bilim insanlarının hem de yetkili kamu kuruluşlarının tam da öngördüğü bölgede ve şiddette gerçekleşmiştir. Kahramanmaraş merkezli yaşadığımız deprem felaketinin bizatihi siyasi iktidar ve yetkili kamu kuruluşları tarafından beklenen ve göz göre gelen bir hadise olduğu AFAD raporlarıyla sabittir.

9 Ekim 2019 tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yönetiminde AFAD bir deprem tatbikatı gerçekleştirmiştir. Tatbikat senaryosu gereği Kahramanmaraş’ta 7.5 büyüklüğünde bir deprem olduğu varsayılmış ve bu deprem sonucunda Kahramanmaraş başta olmak üzere Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Osmaniye, Şanlıurfa, Hatay, Kilis ve Adana depremden doğrudan etkilenmiştir. 2019 yılında gerçekleştirilen bu tatbikat senaryosuna göre depremin şiddeti doğru tahmin edilmiş, depremden etkilenecek muhtemel bölgede doğru tayin edilmiştir.

“NEDEN DEPREM SONRASINDA VE SIRASINDA GEREKLİ ORGANİZASYONLAR YAPILAMADI?”

Depremin oluşturduğu potansiyel riskler belli, neler yapılması gerektiği biliniyor, Meclis araştırma komisyonu raporları ortada. Tüm bunlara rağmen neden depreme hazırlıksız yakalandık? Neden deprem sonrasında ve sırasında gerekli organizasyonlar yapılamadı? Neden müdahalede gecikildi? Kurulacak Deprem Araştırma Komisyonu’nun temel misyonu işte bu sorulara cevap vermek olmalıdır.

Tüm bu potansiyel riskler bilindiği halde depremin yaşandığı andan itibaren arama kurtarma ekiplerini koordine edemeyen ve enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımıza ulaşma hususunda eksik kalan hükümet afetin felakete dönüşmesinin tek sorumlusu olarak karşımızdadır. Hepimiz biliyoruz ki birinci derecedeki sorumlular 21 yıldır devleti yönetip; bugüne kadar gerekli tedbirleri almayan Sayın Erdoğan ve hükümetidir. Sorumlular Türkiye’yle birlikte bütün bir inşaat sektörünü de rant düzenine teslim eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bizatihi kendisidir. Sorumlular ekonomik, siyasi, içtimai ya da tabi her felakette kendi plansızlığını ‘kaderin planı’ olarak açıklama gafletinde olan Ak Parti hükümetidir.

“DEPREMİ FELAKETE, ENKAZ ALANLARINI ADETA SUÇ MAHALLİNE ÇEVİREN SİZİN TEDBİRSİZLİĞİNİZDİR”

On binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği, yüz binlerce vatandaşımızın yaralandığı, şehirlerimizin yıkıldığı, canlarımızın böylesine yandığı bir felaketin sorumluluğundan ‘helallik’ isteyerek kurtulamazsınız. Depremi felakete, enkaz alanlarını adeta suç mahalline çeviren sizin tedbirsizliğinizdir. Bu kadar cürmün, ihmalin ve haramın olduğu yerde helalleşme olmaz. Kimsesiz kalan çocuklardan, cenazesini kefensiz defneden ailelerden, çaresizliğe mahkûm ettiğiniz milyonlarca vatandaşımızdan helallik alamazsınız. Bir Allah’ın kulunun bile sorumluluk almadığı, istifa etmediği, itiraz eden herkesin susturulduğu yerde helalleşme olmaz.

Tedbirsizlikleri, beceriksizlikleri, yanlış politikaları söyleyeceğiz. Hükümet üzerindeki sorumluluğu, boynundaki vebalin yükünü, ‘deprem üzerinden siyaset yapılmaz’ gibi bir algı yönetimiyle geçiştiremez. Bu depremi felaket haline getiren tüm sebep ve sonuçlar siyasetle ilgilidir. Çok katlı binalara izin vermek ve dikey yapılaşma siyasetle ilgilidir. İmar yönetmeliğini uygulamamak ve oy kaygısıyla imar affı çıkartmak siyasetle ilgilidir. ‘Deprem vergilerini ne yaptınız?’ diye sorduğunda ‘hesap vermeye zamanımız yok’ cevabını vermek siyasetle ilgilidir.

“BİLİM İNSANLARININ UYARILARI YERİNE RANT POLİTİKALARINA ÖNCELİK VERMEK SİYASETLE İLGİDİR”

Bölgede oluşacak deprem açıkça öngörülmesine rağmen AFAD’la ilgili bürokratik kurumların yetersiz bırakılması siyasetle ilgilidir. Bilim insanlarının uyarıları yerine rant politikalarına öncelik vermek ve yandaş sermayeyi ihya etmek siyasetle ilgidir. Deprem bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin acil müdahale planını yürürlükten kaldırmak siyasetle ilgilidir. Ak Parti sözcüsünün bölgeye gider gitmez ‘Cumhur İttifakı olarak sahadayız’ demesi siyasetle ilgilidir. Enkaz altındaki vatandaşlarımız sosyal medya üzerinden yardım çağrısında bulunurken sosyal medyayı kapatmak siyasetle ilgilidir.Siyasi iktidarın rant hırsının ve acziyetinin sebep olduğu ve yine siyasi iktidarın sonuçlarını yönetemediği bu deprem felaketi elbette siyasetin gündeminden münezzeh değildir olamaz. Ak Parti sözcüsünün bundan 24 yıl evvel Gölcük depreminden sonra dediği gibi, ‘Eğer bugün birilerinin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin beceriksiz iktidarın birlik ve beraberlik nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak, bugün susarsak bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olacağız.’ İYİ Parti olarak bizde bugün bu çarpık mekanizmaya, bu beceriksiz iktidarın milletimizi hedef alan tehdit diline karşı sessiz kalmayacağız. Hesapsızlığı, kitapsızlığı, liyakatsizliği, tedbirsizliği, yetkilileri, sorumluları, ihmalleri, suistimalleri, arsızlıkları, hırsızlıkları; kimsenin salladığı parmağa aldırmadan, korkmadan, yılmadan, usanmadan konuşacağız.

“NE YAZIK Kİ 20 YIL SONRA TÜRKİYE’Yİ GETİRDİĞİNİZ NOKTADA HİÇBİR YAPILANIN HESABI VERİLMİYOR”

Bundan 20 yıl önce Bingöl depreminden sonra Sayın Erdoğan, ‘Olay kader diye geçiştirilemez’ diyordu. ‘Deprem felaketi, kötü yönetimin sonucudur’ diyen sizdiniz. ‘Tüm sorumlulardan hesap sorulmalı’ diyen sizdiniz. Ne yazık ki 20 yıl sonra Türkiye’yi getirdiğiniz noktada hiçbir yapılanın hesabı verilmiyor. Hesap sorandan, hesap soruluyor. Statlar, sokaklar, sosyal medya susturulmaya çalışılıyor. Ak Parti’nin Türkiye’yi hapsetmek istediği bu siyasi düzende utanma duygusu, sorumluluk bilinci, toplumsal irade ya da kişisel inisiyatif tek bir kişinin aklına, hevesine, iradesine terk edilmiştir.

Hükümet devleti yönetme hususunda ve devlet bürokrasinin koordinasyonunu sağlama konusunda büyük acz içindedir. Bu acizlik depremin ilk anından itibaren mümkün olabilecek en acı şekilde kendisini göstermiştir. Sayın Erdoğan’ın ikrar ettiği gibi kamu kuruluşlarının afet kapasitesi büyük ölçüde devre dışı kalmıştır. Siyasi iktidarın ve Ak Parti’nin bu felaket karşısında yaptığı tek şey mazeret üretmektir. 21 yıldır bu devleti siz yönetiyorsunuz, sözde sizin, kürsü de sizin, kurumlarda sizin; Cumhuriyet tarihinde görülmemiş yetkilerde sizin. Tüm bunlara rağmen hala ‘ilk 48 saatte yaşanan aksaklıklar’ diyorsanız ve sonra sadece ‘helallik’ istiyorsanız istifa denen o erdemli mekanizmayı zaten unutmuşsunuz demektir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.