İbrahim Kalın, Kızılay’a tepkileri değerlendirdi

İbrahim Kalın, Kızılay’a tepkileri değerlendirdi
Yayınlama: 15.04.2023
A+
A-

İbrahim Kalın, Kızılay’a tepkileri değerlendirdi, Suriye konusunda 3 temel önceliğin olduğunu söyledi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, canlı yayında soruları yanıtladı, Kızılay’ın depremin ardından çadır satması ve tepkileri değerlendirdi. Kalın, “Şu an kan acil bir ihtiyaç. Eleştirileri anlıyorum. Umarım zamanı geldiğinde gereğini yapar ilgili arkadaşlarımız” dedi. Suriye ile normalleşme konusuna da değinen Kalın, Suriye konusunda üç temel önceliğin ve ilkenin bulunduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kızılay’a yönelik eleştiriler ile çadır satma skandalına ilişkin değerlendirmesi sorulması üzerine, Kızılay’ın dernek statüsünde olduğu için belli bir tüzüğü bulunduğunu, başkanlarının da genel kurulda seçimle geldiğini, hukuki bir durum olduğunda İçişleri Bakanlığı’nın olaya müdahale edebileceğini söyledi.

Çadır satma skandalının yanlış olduğunu aktaran Kalın, ancak kurumun herkesin Kızılayı olduğunu, şu anda kanın acil bir ihtiyaç olduğunu, kendisinin de kan bağışında bulunduğunu, bu nedenle yurttaşları da kan bağışı yapmaya davet ettiğini dile getirdi.

Kalın, TV100 canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kalın, dış politikada normalleşme sürecine ilişkin Suriye konusunda üç temel önceliğin ve ilkenin bulunduğunu aktararak şunları söyledi:

“Bir, sınır güvenliğimizin sağlanması ve terörle mücadele. Yani PKK, PYD, YPG, SDG adı ne olursa olsun. İki, mültecilerin geri dönmeleri. Ama bunun gönüllü, onurlu, istekli ve güvenli bir şekilde yapılması. Bunlar da bir insan yani. Bir savaştan kaçarak geldiler. Ama ilelebet tabii ki burada kalmayacaklar. Suriye tarafında şartlar olgunlaştığında, bir güvenlik ortamı oluştuğunda hem insani güvenlik anlamında hem ekonomik güvenlik anlamında şartlar oluştuğunda bu insanlar da dönmeye başlayacaklar.”

Üçüncü konunun da bu işin yürütülmesi olduğunu kaydeden Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mesela diyelim ki biz bu insanları 500 bin, 1 milyon, 2 milyon kişiyi böyle biraz çalakalem, biraz böyle iyi çalışmadan, şartları olgunlaştırmadan zorla veya şöyle böyle bir şekilde ikna ederek gönderdik. Bir milyon insan gitti. Esad rejimi bunlara tekrar saldırmaya başladı. Ne olacak? Ya bunlar tekrar Türkiye kapısına dayanacaklar, yeni bir insani dram yaşayacağız ya da daha kötüsü olacak, iç savaş derinleşecek. Oradan bir sürü terör örgütü çıkacak. Terör tehdidi çıkacak. Gelecek yine bizi vuracak. O yüzden tehdit ortaya çıkmadan ona da müdahale etmek zorundasın.”

“UYGUN GÖRDÜĞÜMÜZ YERDE OPERASYON YAPARIZ”

Kalın, ABD’nin PYD ve YPG’ye Suriye’de verdiği desteğin ‘taktik, stratejik ve siyasi olarak yanlış olduğunu’ defalarca anlattıklarını, karşı tarafın bir argüman geliştirmeye çalıştığını ancak başarılı olamadığını çünkü bunun mantıklı, rasyonel, savunulabilir bir tarafı olmadığını söyledi.

Kalın, “Suriye ve Irak’ta -özel olarak söylüyorum- ismi ne olursa olsun PYD, YPG, PKK, SDG, adına ne derlerse dersinler PKK unsuru olan her hedef bizim için açık ve meşru hedeftir. Kendi ulusal tehdit değerlendirmemizi yaparız ve uygun gördüğümüz yerde de gider o operasyonu yaparız. Her seferinde de biz onlara bunu söyledik. Bu konuda bizim yanımızda değilsen, Cumhurbaşkanı’mızın tabiriyle kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” ifadelerini kullandı.

“YUNANİSTAN’LA SAKİN BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”

Kalın, Yunanistan’la da dönem dönem gerilimin arttığını ifade ederek, “Mesela şu ara sakin bir dönemden geçiyoruz. Deprem sonrasında onlar da tabii ki yani çok anlayışlı davrandılar. Biz de zaten hep şunu söyledik. Bizim Yunanistan’la böyle bir siyasi kavgaya girmek gibi bir gündemimiz yok. Bizim gündemimiz zaten belli. Burada yoğunuz. Onlar da bir seçim takvimine girdiler. Bir sükunet oldu orada. Yunanistan’la olan ilişkimizde normalde ilkesel olarak kavga etmemeliyiz. Fakat coğrafyanın bize getirdiği, tarihin bize yüklediği birtakım yükler var” değerlendirmesinde bulundu.

F-16 ALIM SÜRECİ

Yeni F-16’ların alım sürecinin sorulması üzerine Kalın, “Yönetim hala sürecin ilerlemesini istiyor. Kongre tabii bir onay süreci var. Oraya doğru gidiyoruz şu anda. Zaten Finlandiya’nın üyeliği onaylandıktan sonra süreç daha da hızlandı. Ama İsveç konusunda da bizim koyduğumuz objektif kriterler var. Terörle ilgili temel bir talebimiz var. Bu karşılandığı zaman İsveç de NATO’ya katılır” diye konuştu.

RUSYA DOĞALGAZ BORCUNU ÖTELEYECEK Mİ?

Kalın, Rusya’nın, Türkiye’nin doğalgaz borcunu 2024’e erteleyip ertelemeyeceği sorusuna, BOTAŞ ile Gazprom arasında yürütülen birtakım görüşmeler ve müzakereler olduğunu, doğalgazı en ucuz fiyata almak için de her yerle müzakere yapmaya devam ettiklerini kaydetti.

Bu konuda Rusya, İran, Irak, Cezayir’le de görüştüklerini ve başka alternatifleri aradıklarını aktaran Kalın, “Biz Karadeniz’de de çok ciddi bir rezerv bulduk. Bildiğiniz gibi önümüzdeki hafta zannediyorum bir törenle de Filyos’tan ilk yakma seremonisi yapılacak. Mayıs ayında da inşallah bu doğalgaz evlerimize girmeye başlayacak” diye konuştu.

“VATANDAŞIN ÖNÜNE SANDIK KOYUYORUZ, BU ÖZ GÜVEN MESELESİDİR”

Kahramanmaraş’ta tarihin en büyük depreminin yaşandığının altını çizen Kalın, “Bakın bu depremden 3 ay sonra biz bu ülkede cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimine gidiyoruz. Yani vatandaşın önüne sandık koyuyoruz. Bu müthiş bir demokratik olgunluk ve öz güven meselesidir. Başka ülkelerde kolay kolay bu kadar büyük bir afetten 3 ay sonra gidip insanların önüne sandık koymazsınız. Bu çok riskli bir şeydir. Siyaseten de öyledir. Altyapı, lojistik vesaire olarak da kolay bir şey değildir.” diye konuştu.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.