Ali İhsan Dilmen’in kaleminden: Devlet?..!

Devlet, felaket zamanlarında da, hayatın normal olduğu zamanlarda da hep var olmuştur.
Mesele devletin varlığı veya yokluğu değil, nasıl var olduğu ve kendisinden beklenen vazifeyi, ilgiyi, alakayı, sorumluluklarını bîhakkın yerine getirip getirmediği, öyle zamanlarda şevkat elini topluma uzatıp uzatmadığıdır.
“Burada şu eksik var, şurada ihtiyaç var, şurada işler eksik oluyor” diyenlere “şerefsizler” diyen de devlet, gördüğü aksaklıkları dile getirenlere, “Siz kimsiniz?” diyerek aşağılayanda devlet.
1999 yılında göçük altında kalanlara el uzatmakta yetersiz kalan da devlet, hatta 28 şubat döneminde post modern darbe yapanda devlet idi.
Ama millet devletinin bu yönünü hiç sevmedi.
Devlet halkına zulmetmez, devlet halkına yalan söylemez, devlet halkından bilgi gizleyerek eksiklerinin üstünü örtme yoluna gitmez, devlet kendisini eleştirenlere, şikayetçi olanlara yok saymaz, düşman görmez.
Tekrar edelim, mesele devletin varlığı değil nasıl var olduğu, neyi nasıl yaptığıyla ilgilidir.
Biri “Devlet yok!” diyorsa beklediğini bulamadığı içindir, biri devleti eleştiriyorsa görevini eksik yaptığını düşündüğü içindir.
Devlet bu eleştiriler karşısında alınganlık gösteremez, gücü felaketin boyutlarına yetmiyorsa çare düşünür, millete gider oradan yardım ister, süreci en iyi şekilde yönetmeye çalışır.
“Devlet yok!” denildiğinde bu böyle anlaşılır.
Böyle anlaşılmıyor, eleştirenler düşmanlaştırılıyorsa eksik yapılanların üstü örtülmek isteniyordur.
Meselenin özü budur.