RABİA LÜKS OTOMOBİLİ İLE…

RABİA LÜKS OTOMOBİLİ İLE…
Yayınlama: 24.03.2024
A+
A-

 

RABİA LÜKS OTOMOBİLİ İLE…

Rabia dün Erbaa’da görülmüş…
Fakir fukara ve dar gelirlilerin evlerini ziyaret ediyormuş…
Ne için?
Dua etmek için mi?
Hayır; rüşvet dağıtıyormuş…
Gençler görüntülemiş Rabia’yı; Kemal abiye de atalım demişler..

Rabia derken, Rabia işaretine vurgu olarak değil…
Gerçek Rabia…
İsmi Rabia…
Kendisi bir öğretmen…

Bu Rabia öğretmen, dar gelirli olduklarını sezdikleri, geçimlerinin dar olduğunu bildikleri hanelerin kapısını çalıp içeri giriyor; ve insanların vicdanlarını, özgürlüklerini, iradelerini satın alıyor…
Hem de BİM hediye kartı şekline büründürülmüş; her birinde 2 bin lira yüklü olan rüşvet kartlarıyla…

Bir öğretmenin düşebileceği en rezilce durumlardan biri budur sanırım…
Siyasetin rüşvetini dağıtmak…
Geçim darlığı içindeki insanların; bu çaresizliklerini kullanarak, onların iradelerine ipotek koymak…
Onları daha fazla karanlığa, daha fazla köleliğe ikna etmek…
Bir öğretmen için bundan daha rezil ne vardır acaba?

Oysa biz öğretmenleri aydınlık saçanlar olarak biliriz…
Hürriyet aşıkları olarak…
Fikri hür, irfanı hür nesiller yetiştirenler olarak..
Çocuğunu okutmakta, mutfak giderlerini karşılamakta zorlanan bir ailenin vicdanını satın almaya çalışmaktan daha onursuz ne yapabilir bir öğretmen…?

Yaptığından tiksindiğim için; ve diğer öğretmenlerimiz rencide olmasın diye; öğretmen sıfatını kaldırıp, sadece Rabia diyeceğim…
Rabia’nın bu yaptığının bir benzerini şeytan yapıyor…
Kitaplara ve filmlere de konu olan, “Şeytana ruhunu satmak” tabiri de buradan geliyor zaten…
Şeytan’da bazı hırs dolu insanlara yaklaşıp; onlara kendisinin şeytan olduğunu da anlatarak; isteklerini yerine getirmek karşılığında ruhlarını satın alıyor…

Rabia’da şeytanın bu yöntemini, geçineme zorluğu yaşayan, dar gelirli insanlarımızın üzerinde deniyor…
Onların vicdanlarını, iradelerini, özgürlüklerini; bir anlamda ruhlarını satın alıyor…
Ki; ona o görevi verenler, o çaresiz insanların kanlarını daha fazla emebilsin; seçimden sonra onları daha fazla fakirleştirsin diye…
Rabia’ya da bir kaç parça kemik atıyorlardır sonuçta…
Bu fotoğrafını koyduğum rüşvet çeklerini bıraktıkları evin önünde Rabia’nın arabasını videoya alıp bana atmış gençler…
Orada gördüm; Rabia’nın arabası oldukça lüks…

Takip edildiği ve aracının görüntülendiğini fark eden Rabia’a, “bizi taciz ediyorlar” diye basıyor yaygarayı…
Rezilliği görüntülemeye çalışan çocuklar, tacizci tecavüzcü durumuna düşmekten kıl payı kurtuluyor…
Rabia’ya da bu yakışır zaten…

Ak Parti adayı Ömer Çetin’de bir öğretmen; okul müdürü…
Yandaş bir eğitim sendikasının da üyesi…
Sosyoloji eğitimi aldığını da biliyorum; çünkü o eğitimi aldığı yıllarda benim haber sitemde köşe yazarıydı…
Ama aldığı bu eğitimi, insanların sosyolojisi üzerinde bu kadar kötü emellerle kullanacağı hiç aklıma gelmezdi…
İnsanların çaresizliklerini oya dönüştürmeye çalışacakları; bunları da öğretmenlerin yapacakları…

Peki kim bu rüşvet çeklerinin parasını karşılayanlar?
En iyi Ömer Çetin bilir bu sorunun cevabını…
Kendisini fonlayanların kim olduğunu en iyi o bilir; ama söylemez değil mi…?

Varsın söylemesin…
Onları ben de yazdım zaten…
Hamamın yeri gibi, Erbaa Belediyesinin yerine çöken Aslan ailesi…
OSB’den 3 dönüm yer verilip; seçim öncesi 7 dönüm daha verilen Dumanlar…
Aynı OSB’den 50 dönüm yeri eline doladıktan sonra; seçim öncesi 30 dönüm daha dolayarak, 80 dönüme çıkaran Ak Parti İlçe Başkanı Selçuk Barsbay…
Ha; 20 dönüm alıp kiraya veren; ve yeri kiradayken tekrar yer verilenler..
Öyle mi; Erbaa’nın 50 dönüm merası peşkeş çekilen Mesut Er…
Ve daha irili ufaklı emdikçe emen; emdikçe semiren isim…
Bunlar varken kim finanse ediyor olabilir?
Ha Ömer hoca; isim veremiyorsan bari ima ederek söyle…

Ne güzel değil mi?
Bizleri önce sistematik şekilde ekmeğe muhtaç edecek; arkasından da bize bir market çeki gösterip, bu düzene oy vermeye mecbur bırakacaklar…

Bir market çekine, Erbaa’nın sanayisinde veya en güzel yerlerinde bir dönüme çökecekler…
Her bir çeki, bir dönüm olarak; Her bin liranın karşılığını; 1 milyarlık ihaleler olarak alacaklar” desem yanlış bir şey mi söylemiş olurum…?
Yoksa bunlar bunu neden dağıtsın; öyle mi Ömer hoca?

Sonra seni bize, “Ömer Çetin dürüst adam” diye pazarlıyorlar…
Sence dürüst bir insan bu işlere girer mi hocam?
Böyle bir yapıyla kol kola girer mi?
Dürüstlük; tüm bunlara karşı olmak değil miydi?
Sen hangi kitabı nasıl okudun?

Ömer Çetin’de biliyor seçim kampanyasının sırf görünen yüzü yaklaşık 20 milyon; ve bunu kendisi asla karşılayamaz…
Bir 50 milyon da böyle market çekleri vs gibi seçim şeytanlıklarına harcanıyorsa; 70-80 milyon…
Nasıl kabul ediyorsun bunu Ömer hoca?
Nasıl siniyor içine?

Haydi kendini de ikna ettin diyelim…
Kazanırsan bu 70-80 milyonu harcayanlara, kaç katı ile geri ödeyeceksin?
Öyle ya; babalarının hayrına dağıtmadıklarını hepimiz biliyoruz…
Kimlerin sırtından, kimlerin cebinden, hangi yöntemlerle ödeyeceksin?
Kimleri daha fazla fakirleştirerek; kimleri daha fazla mülksüzleştirerek yapacaksın bunu?
Anlat Ömer hoca…
Sonuçta sen bunun eğitimini aldın…
Bu işin sosyolojisi nedir?
Çalma, çırpma nasıl hayır hasenat gibi gösterilir…?
80 dönümü tek lokmada yutanların, hakkını yuttuklarına 2 bin lira market çeki vermesi, nasıl hayır işi olarak anlatılır?
Hacca gitmeleri nasıl paylaşılır…?
Cumaları nasıl kutlanır..?
Sen baya antremanlıymışsın; bize de anlat…

Kemal Vanlı

Asuman Yaşar Haberasi imtiyaz sahibi
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.